Bulaşıcı Hastalıklar son yüzyıla kadar insanların en büyük hastalık ve ölüm nedeni olmuştur. Bugün dünya genelinde bulaşıcı hastalıklar kısmen kontrol altına alınmıştır. Bulaşıcı hastalıkların kontrol altına alınmasında düzelen çevresel koşullar dışında (sağlıklı içme ve kullanma suyu, tuvalet hijyeni kanalizasyon sistemi) en büyük katkıyı Aşılar ve bağışıklama hizmetleri vermiştir. Aşılar halihazırda dünyada tıbbi amaçla kullanılan ilaç, araç gereç ve uygulamaların içinde en güvenli, en etkili ve en ekonomik tıbbi uygulamalardır.
20. yy başlarından itibaren aşı ile önlenebilir hastalıklara karşı aşıların geliştirilmesi ve bağışıklama hizmetlerinin verilmeye başlanması ile bağışıklama hizmetleri Temel Sağlık Hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Çiçek hastalığına karşı bütün dünyada yaygın aşılama sonrasında, 1977 yılında çiçek hastalığı dünyada yok edilmiştir. Bu gün aynı başarı Çocuk Felci hastalığında görülmekte olup, Çocuk Felci hastalığını yok etmeyi hedefleyen yaygın aşılama programına başlanmasından itibaren vaka sayılarında %99’luk bir azalma sağlanmıştır. Halihazırda çocuk felci sadece Pakistan ve Afganistan’da endemik olarak görülmektedir. Bu ülkelerde de hedef popülasyon daha yüksek oranda aşılanabilirse, çocuk felci de çiçek hastalığı gibi dünyadan yok edilen hastalıklar grubuna girecektir.
Aşı ile önlenebilir hastalıklar geçmişte çocukluk yaş gruplarında erken yaşlarda salgınlar halinde görülüp, yaygın ölümlere neden olmaktaydı. Bu gün hem dünyada hem de ülkemizde aşı ile önlenebilen hastalıklardan ölüm sayıları %90’ın üzerinde azalmıştır. Yapılan hesaplamalara göre günümüzde dünyada her yıl 5 yaş altı 2.5 milyon çocuk ölümünün bağışıklama hizmetleri sayesinde önlendiği rapor edilmektedir. Aşısı eksik kalan ya da ulaşılamayan çocuklara da aşıları yapılsa, 2 milyon çocuk ölümünün daha önlenebileceği bildirilmektedir.
Ülkemiz dünyada çocukluk çağı bağışıklama hizmetlerinde önde gelen ülkeler arasındadır. Halihazırda Tüberküloz (BCG), Tetanoz, Difteri, Boğmaca, Çocuk felci, Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak, Suçiçeği, Hepatit B, Hepatit A, Pnömokok ve Hemafilus inluenzae tip b (Hib-menenjit aşısı) hastalıklarına karşı ülkemizde doğan her bebeğin aşılanması için Genişletilmiş Bağışıklama Programı yürütülmektedir. Kamuoyunda yer yer bazı kişiler tarafından iddia edildiği gibi bu aşılar zorunlu olmayıp, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması önerilen aşılardır. Çok büyük oranda diğer ülkelerde de aşı programları ülkemizde olduğu gibi uygulanmaktadır.
Dünyada geçmişten bu güne aşılar yoğun olarak çocukluk yaş gruplarında uygulandığı için, aşı ve bağışıklama denildiği zaman hemen çocuklar akla gelmektedir. Ancak artık günümüzde her geçen gün çocuklar kadar erişkin ve yaşlıların da aşılanması gerektiği ortaya çıkmakta ve bu kişilere de aşı yapılması önerilmektedir. Yakın gelecekte artık hükümetler tarafından çocuk ya da erişkin ayrımı yapılmadan, Yaşam Boyu Bağışıklama Programı çerçevesinde bağışıklama programlarının geliştirilmesi ve uygulanması gerekecektir.
Aşılar bizi nasıl korur?
Aşıların içinde doğada bulunan ve insanı hasta eden bulaşıcı hastalık etkenleri canlı ya da cansız olarak bulunurlar. Aşıların içinde bulunan mikroorganizmalar ya da bu mikroorganizmaların parçaları sağlıklı kişilerde hastalığa neden olmazlar. Kişiye doğada bulunan hastalık etkeni ile karşılaşmadan önce aşı yapılırsa, aşı yapılan kişi o hastalığa karşı hasta olmadan bağışıklık kazanır. Bağışıklık gelişen kişi daha sonra hastalık etkeni ile karşılaşırsa, aşı ile gelişen bağışıklık hastalık etkenini vücuttan uzaklaştırarak, hastalığınortaya çıkmasını önler. Onun için aşı ile bağışıklık hale gelişmiş kişiler hastalık etkeni ile karşılaştıklarında hasta olmazlar, korunurlar. Aşılar ne kadar yaygın yapılırsa o kadar çok kişi hastalığa karşı bağışık olacak ve hastalık etkeni toplumdan uzaklaşacaktır. Eğer bir toplumda çocukluk çağı aşı programında olan aşılar çocukların %95 ve üzerine yapılabilirse, gelişen bağışıklık nedeniyle hastalık etkenleri toplumdan kaybolmaktadır. Bu düzeyde bağışıklığa ulaşılır ve sürdürülürse Toplumsal Bağışıklık (Herd immünzasyon) sağlanmış olur. Toplumsal bağışıklığın geliştiği bölge ve ülkelerde aşı olanlar bağışık olduğu için korunurken, aşı olup da bağışıklık gelişmeyenler ya da aşılanmayanlar da hastalık etkeni toplumda olmadığı için korunurlar. Unutulmamalıdır ki, küreselleşen dünyamızda nüfus hareketliliğinin artmış olması nedeniyle, başka bölgelerden ve ülkelerden hastalık etkeninin taşıyan insanlar gelirse, aşı olup bağışıklık gelişenler korunurken diğer kişilerin hasta olma riski yüksektir. Nitekim ülkemizde son 8 yıl içinde yaşanan kızamık salgınlarında, vakaların büyük kısmı aşı olmayan kişilerdir. Bu nedenle Toplumsal düzeyde bağışıklık düzeyinde iken aşılanma konusunda gelişecek rahavet, nasıl olsa artık aşı ile önlenebilen hastalıklar görülmüyor aşı yaptırmama gerek yok düşüncesi, toplumsal bağışıklığın hızla düşmesine ve aşı ile önlenebilir hastalık salgınlarına yol açabilir. Bu gün bazı Avrupa ülkelerinde aşı ile önlenebilen hastalık salgınlarının ortaya çıkmasının başlıca nedeni budur. Aşılar bizi korudu, korumaya devam edebilmesi için Toplumsal Düzeyde Bağışıklığın sürdürülmesi gerekiyor.
İnsanın bağışıklık sistemi aşı yapıldı diye diğer bulaşıcı hastalıklara karşı savunmasız kalmaz. Medyada bu ve benzeri haberler yer almaktadır. Bu tamamen yanlış bir bilgi olup, insanın bağışıklık sistemi aşılar dahil çevresindeki yüzlerce binlerce hatta daha fazla enfeksiyon etkenine karşı bağışıklık geliştirebilecek düzeydedir. Bu haberleri yayan insanlar ya bilgisizliklerinden ya da kasıtlı olarak ticari kaygılarla hareket etmektedirler, güvenmeyiniz. Sizin için en güvenli bilgi yeri ve uygulama noktası çevrenizde bulunana Aile Sağlığı Merkezleri ve diğer sağlık kurumlarıdır.
Sonuç olarak, ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından temin edilen ve Aile Sağlığı Merkezleri tarafından ücretsiz olarak yapılan aşılar bizi aşı ile önlenebilir hastalıklardan korumaktadır ve korumaya devam etmektedir. Aşılanmadığı halde diğer çocuklar aşılandığı için dolaylı olarak korunan çocuklar bu hastalıklara karşı duyarlı olup, hastalık etkeni ile herhangi bir zamanda karşılaştıkları zaman hasta olacaktır. Aşı ile önlenebilir bir hastalıktan dolayı bir bebek, çocuk ya da kişinin hasta olması, o hastalıktan zarar görmesi ve ölmesi kabul edilemez.
Çocuklarımızı aşılatalım, bulaşıcı hastalıklara karşı koruyalım. Bu konuda Halk Sağlığı Uzmanları Derneği olarak aşılanmayı öneriyoruz, destekliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu