21 Ulusal 3 Uluslarası Halk Sağlığı Kongre temamızda da vurguladığımız gibi, sağlık çok sektörlüdür; işbirliği ile sağlık sonuçlarında daha büyük fark yaratılabilir. Bu yılki Dünya AIDS Günü’nün teması “Topluluklar fark yaratıyor”(Communities make the difference). Bir çok sivil toplum kuruluşunu içinde barındıran bu topluluklar içinde HIV (Human Immmunodeficiency Virus) ile yaşayan insanlardan oluşan topluluklar ya da HIV maruziyeti yüksek olan kişilerden oluşan topluluklarla birlikte HIV/AIDS önlenmesine destek veren sağlık ya da sağlıkla işbirliğinde yer alan ve insan hakları üzerine çalışan bir çok kuruluşun katkısı birlikte düşünülmektedir. Bu kuruluşların liderleri ve savunucularının amacı kimseyi geride bırakmaksızın mücadele ve desteği öngörür.
HIV/AIDS konusundaki deneyimler; uygun politika ve stratejilerin HIV salgınlarını önleyebildiğini, yavaşlatabildiğini ve hatta tersine çevirebildiğini göstermektedir. Bu mücadelenin çok sektörlü yürütülmesi ise bu başarıyı daha fazla artıracaktır.
Ülkemiz HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkla görüldüğü ülkeler arasında yer almakla birlikte, son yıllarda vaka sayılarında artış izlenmektedir. 2010 yılında HIV pozitif kişi sayısı 539 iken, 2018 yılında bu sayı yedi kat artış göstererek 3719 olmuştur. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu ise 25-29 ve 30-34 yaş grubudur.
Tablo. HIV (+), AIDS, Toplam vaka sayısı ve ölümlerin yıllara göre dağılımı, Türkiye*
Yıllar | HIV (+) | AIDS | Toplam | Ölüm |
2014 | 1917 | 131 | 2048 | 19 |
2015 | 2219 | 122 | 2341 | 17 |
2016 | 2569 | 105 | 2674 | 14 |
2017 | 3063 | 125 | 3188 | 32 |
2018 | 3678 | 122 | 3800 | 30 |
Kaynak: TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı, 2019a
HIV bulaş yolları ve korunma
HIV, Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü olarak adlandırılan bir hastalık etkenidir. Virüs insan bağışıklık hücrelerine nüfuz ederek bağışıklık sistemini zayıflatır ve fırsatçı enfeksiyonların görülmesine neden olur. HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır. Korunmada temel prensipler ise bulaşma yollarına yönelik olup, hastalık hakkında doğru bilgilenmek, bilinçlenmek, korunmanın nasıl yapılabileceğini öğrenmek/öğretmek önemlidir. Erken tanı koymak da bir diğer hedeftir; bu sayede bulaşma oranları düşmekte ve ölüm oranları da azalmaktadır. HIV ile enfekte kişilerin ancak %45‘nin enfekte olduklarını bildikleri tahmin edilmektedir. Yakın dönemde yapılan çalışmalar, tedavilerini düzenli alıp son altı aydır virus sayıları baskılanmış olan bireylerin hastalığı başkalarına bulaştırma riskinin yok veya ihmal edilebilir düzeylerde olduğunu ortaya çıkarmıştır.
HIV’ın en önemli bulaşma yolu korunmasız yapılan cinsel temastır. Korunmasız yapılan her türlü cinsel temasla HIV bulaşabilmekte, temas sayısı arttıkça bulaşma olasılığı da artmaktadır. Kişide başka bir cinsel yolla bulaşan hastalık mevcut ise buna bağlı doku hasarı nedeniyle HIV’ın bir kişiden diğerine geçişi 2-9 kat daha artar.
Hastalığın tanımlandığı 1980’li yılların başlarında en sık rastlanan bulaşma yolunun korunmasız yapılan homoseksüel cinsel temas olduğu bildirildirilmekte idi. Bugün ise pek çok ülkede %60-65 oranında korunmasız yapılan heteroseksüel cinsel temas ile bulaştığı bilinmektedir.
Diğer bulaş yolu ise kan ve kan ürünleri yoluyladır. Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 1985 yılında HIV’a karşı yapılan antikor testlerinin bulunması ile dünyanın her yerinde kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi zorunlu bir hale getirilmiştir. Ancak hastalığın 10–12 hafta süren pencere döneminin (yani kan testleri ile tespit edilemediği dönem) olması ve acil durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi azda olsa (1/1.800.000) bu yolla geçiş olabileceğini göstermektedir.
HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirme ile bebeğe geçebilmektedir. Bu olasılık % 20-30 düzeylerinde olup HIV pozitif anne gebeliği süresince de tedavi almaya devam ederse bu oran %2-3’lere kadar düşürülebilmektedir. Emzirme ile HIV bebeğe bulaşabileceğinden, anne bebeğini emzirmemelidir.
HIV birçok vücut sıvısında bulunmasına rağmen yoğun olarak bulunduğu kan, kadın ve erkeğin cinsel salgıları ile bulaşabilmektedir. Dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı yerde oturmak, aynı saunayı, havuzu, banyoyu, tuvaleti paylaşmak, aynı tabağı, bardağı, çatalı, kaşığı kullanmak, aynı giysileri giymek, telefon kulaklığı, gözyaşı, ter, tükürük, sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır.
Halk sağlığı disiplinin temel yaklaşımı olan koruma tedaviden üstündür düsturunu tekrarlayarak tüm insanlığın hakkı olduğunu vurgulamak isteriz.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
Yönetim Kurulu
Kaynaklar:
UNAIDS, 2019, Communities make the difference, Erişim Tarihi: 30.11.2019 https://www.unaids.org/en/resources/campaigns/WAD_2019
TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı, 2019a, HIV-AIDS İstatistik, Erişim Tarihi: 30.11.2019, https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/bulasici-hastaliklar/hiv-aids/hiv-aids-liste/h%C4%B1v-aids-istatislik.html
TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı, 2019b, HIV/AIDS Tanı ve Tedavi Merkezi, Erişim Tarihi: 30.11.2019, https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/Bulasici-hastaliklar-db/hastaliklar/HIV-ADS/Tani-Tedavi_Rehberi/HIV_AIDS_Tani_Tedavi_Rehberi.pdf
Tümer A, 2019, AIDS Nedir? Dünyada ve Türkiye’de HIV/AIDS, Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi(HATAM), Erişim Tarihi: 30.11.2019, http://www.hatam.hacettepe.edu.tr/Epid_web_09.pdf
Bu metin HASUDER Yönetim Kurulu adına Uzm. Dr. Fatma Yeşim Karakoç tarafından hazırlanmıştır.