Pozitif ayrımcılık: eğitim, istihdam, sosyal haklardan eşit ve tam yararlanma
1992 yılından bu yana 3 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Engelliler Günü olarak kabul edilmiştir. Böylece, toplumun ve kalkınmanın her alanında engelli bireylerin haklarının ve iyilik halinin geliştirilmesi, politik, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamın her alanında engelli bireylerin durumu ile ilgili farkındalığın artırılması amaçlanmaktadır.
Birleşmiş Milletlerin engellilik alanındaki çalışmaları uzun yıllardan beri sürmektedir. 2006 yılında Birleşmiş Milletler Genel Toplantısında kabul edilen “Engellilerin haklarına ilişkin Birleşmiş Milletler sözleşmesi”, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir kalkınma için engelli bireylerin güçlendirilmesine dikkat çekilmesi, bu konuda yapılan olumlu gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu duruma dikkat çekmek amacıyla2018 yılı teması “Engelli Bireylerin güçlendirilmesi ve kapsayıcılığın ve eşitliğin sağlanması” olarak belirlenmiştir.
Dünya nüfusunun en az %10’u (650 milyon birey) engellidir. Düşük orta gelirli ülkelerde yardımcı cihaz ve teknolojiye ihtiyaç duyan engellilerin ancak %5-15’i buna ulaşabilmektedir. Ülkemizde ise en az bir engeli bulunan kişi sayısı 4.876.000’dir. Bu rakamın yaklaşık bir milyonunu engelli çocuklar oluşturmaktadır. Engelli birey ve çocukların eğitimi konusunda son yıllarda önemli gelişmeler olsa da, bu çalışmalar çoğunlukla yetersiz kalmaktadır. Özel eğitim okullarında öğrenim gören öğrenci sayısı 48.212, özel eğitim sınıflarında öğrenim gören 42.900, kaynaştırma öğrencisi olarak okullara devam eden 242.486 öğrenci bulunmaktadır. Buna karşın, gerek öğretmen sayısının azlığı, gerekse başta fiziki alt yapı yeterli donanımın sağlanamaması nedeniyle ülkemizde engellilerin eğitim alma ve meslek edinme imkânları kısıtlıdır. Kaynaştırma öğrencileri için okullarda bireysel eğitim programlarının uygulanmaması, son derece doğru bir uygulama olan kaynaştırma uygulamasından faydalanılamamasına neden olmaktadır. Ayrıca özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin geç tespit edilmesi, eğitimde gecikmelere ve bu nedenle de çözümlenebilecek sorunların çözümsüz bir hale gelmesine neden olmaktadır.
Dünyada engellilerin 500 milyonu çalışma yaşındadır. Gelişmiş ülkelerde bu yaş grubundaki engellilerin %50-70’inin herhangi bir işi yok iken bu rakam yoksul ülkeler için %80-90’a ulaşmaktadır. Ülkemizde son yıllarda istihdam edilen memur sayısında gözle görünür iyileşme olmasına rağmen (2011 yılı 20.829; 2018 yılı 51.814), gerek kamu gerek özel kurumlarda çalıştırılmakla yükümlü olunan engelli sayısına göre, çalışan engelli sayısı daha azdır.
‘2010 Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması’ sonuçlarına bakıldığında, kayıtlı olan engellilerin %66,9’u kaldırımların, yaya yollarının ve yaya geçitlerinin engelli bireylerin kullanımı için uygun olmadığını düşünmektedir. Engellilerin ancak %38,4’ü sosyal yardımlardan düzenli olarak yararlanmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarından beklentilere bakıldığında, ilk üç sırayı sosyal yardım ve desteklerin artırılması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ile bakım hizmetlerinin iyileştirilmesi ve yaygınlaştırılması almaktadır.
Sonuç olarak, engelliler için istihdam, eğitim, sosyal haklar konusunda yapılan düzenlemelerde ilerleme olmasına rağmen hala olması gereken noktalardan uzaktır. 2018 BM temasında olduğu gibi engellilerin güçlendirilmesi, pozitif ayrımcılık gözetilerek eğitim, istihdam, sosyal haklardan eşit ve tam olarak yararlanmalarının sağlanması önemlidir. Bunun önünde engeller giderilmeli, engelli bireylerin sosyal hayatın her safhasında kendilerine yer bulabilmeleri sağlanmalıdır.
3 Aralık 2018
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği
*Bu metin, Prof. Dr. Filiz Abacıgil (Halk Sağlığı Uzmanı) tarafından HASUDER adına hazırlanmıştır.