Türk kadını 1926 yılında Türk Medeni Kanunu ile başlayan Cumhuriyet Dönemi hak kazanımlarına 1934 yılında milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde ederek dünyadan çok daha erken bir dönemde kavuşmuştur. Öyle ki,
5 Aralık 1934 günü dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı ise sadece 17 idi. Kadınlar seçme ve seçilme hakkına Fransa’da 1944, İtalya’da 1945, Yunanistan’da 1952, Belçika’da 1960 ve İsviçre’de 1971 yılında kavuştular. Atamıza şükran borçluyuz.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin birinci maddesinde “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar” ifadesi yer almaktadır. Toplumun yarısını oluşturan kadınların bu haklara ulaşım ve kullanım bakımından ciddi sorunları bulunmaktadır.
Hak kazanımları için en önemli konu, kadınların başta parlamento olmak üzere siyasetin tüm bileşenlerinde teslim edilmesidir. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Parlamentolar Arası Birlik (IPU) tarafından yayınlanan “Siyasette Kadın 2018” haritasına göre; ne yazık ki ülkemiz dünyada 193 ülke içerisinde %17,4 kadın milletvekili oranı ile 118. sıradadır. Kadın bakanlarımızın ya da belediye başkanlarımızın sayısı ise bir elin parmaklarını geçmemektedir.
5 Aralık Kadın Hakları Günü ve Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 84. yılında; kadın erkek eşitliğinin sosyal ve siyasal hayatta tam ve koşulsuz gerçekleştiği bir geleceği birlikte inşa etmenin önemine inanıyoruz. Kadınlar nüfusun yarısını oluşturmaktadırlar. Onların siyasette eşit oranda temsil edilmemeleri kabul edilemez.
1934 yılında Anayasada bu madde yer alırken Atatürk, “kadınların haklarını salahiyet ve liyakatle kullanmaları gerektiğini” vurgulamıştır. HASUDER olarak, verilen bu hakkın öneminin bilincindeyiz.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği olarak kamuoyuna saygıyla sunarız.
Doç. Dr. Funda SEVENCAN
HASUDER Yönetim Kurulu adına