Ülkemizde 1947 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ilk Pazar günü ile başlayan hafta (bu yıl 06-12 Ocak 2019 tarihleri arası) “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” olarak belirlenmiştir. Bu yıl 72.si düzenlenecek haftanın amacı bu hastalıkla ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve toplumun bütün kesimlerinde farkındalık yaratmaktır.
Tüberküloz ilaçla tedavisi mümkün olmasına rağmen bugün için dünyada en fazla ölüme neden olan bulaşıcı hastalık durumundadır ve bu özelliği ile bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü Küresel Tüberküloz Raporu’na göre 2016 yılında dünyada 10,4 milyon yeni hasta ortaya çıkmış ve 1,7 milyon hasta bu hastalık nedeni ile hayatını kaybetmiştir. Hastalığın insidansının ve mortalitesinin en fazla olduğu bölgeler Afrika ve Güney Doğu Asya ülkeleridir. Türkiye’de hastalık insidansı 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla düşmeye başlamış, bugünkü mevcut durumda dünya genelinden ve yer aldığımız Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi’nden daha düşük seviyelere gelmiştir. Tüberküloz hastalığının etkeni Mycobacterium tuberculosis basili olup, hasta kişilerden hava yolu ile sağlam kişilere bulaşan bir hastalıktır. Hastanın aile bireyleri, aynı evde yaşayan kişiler, işyeri arkadaşları gibi hastayla yakın ve uzun süreli temas eden kişilere bulaşma riski daha fazladır. İki haftadan uzun süren öksürük, balgam, nefes darlığı, göğüs-sırt veya yan ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi, halsizlik, çabuk yorulma gibi belirtilerle kendini gösterir. Hasta kişiye başlanan etkin tedavi ile bulaşıcılık iki-üç hafta içerisinde sona erer.
Tüberküloz tedavisinde amaç toplumda tüberküloz basilinin yayılmasını durdurarak yeni hastaların ortaya çıkışını önlemek, hastaların erken tanı ve tedavisini sağlamak ve bunun yanında ilaç direnci gelişimini ve dirençli basil bulaşını önlemektir. Uygun olmayan ve yetersiz süre yapılan tüberküloz tedavisi, dirençli mikroorganizmaların ortaya çıkması ile sonuçlanan tedavi başarısızlığına ve ilaç direncine neden olabilmektedir. Özellikle Çok İlaca Dirençli Tüberküloz (ÇİD-TB) olmak üzere ilaçlara dirençli tüberküloz olgularında izlenen artış, tüberküloz kontrol programlarının başarısını tehdit eden en önemli faktördür. Türkiye olarak bölgemizde bulunan göç hareketleri, ÇİD-TB olgu sayılarındaki artışlar gibi nedenlerle tüberkülozla mücadeleye ara vermeksizin kararlılıkla devam edilmesi gerekmektedir. Daha önce tüberküloz hasta sayılarının düşmesini gerekçe göstererek hastalıkla mücadelede politika değişikliğine giden ülkelerde hastalığın görülme sıklığında yaşanan artışlar unutulmamalıdır.
*Not: Yönetim Kurulumuz adına Uzm. Dr. Mete ÖNDE tarafından yönlendirilmiştir.