Son günlerde nüfus politikalarında yapılması önerilen değişiklikler ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Nüfus Politikaları Kurulu’nun, nüfusu artırmaya yönelik planlamalar yapmakla görevlendirilmesi ve 1965 yılından bu yana bir insan hakkı olarak büyük emeklerle yürütülen ve ülkemiz için son derece önemli olan mevcut nüfus politikasına aykırı uygulamalar ciddi kaygılara yol açmıştır:
Çünkü;
Önerilen uygulamaların, kadınların birey olarak haklarını tanımayan, onları sadece “anne” ve “eş” rollerine indirgemeye çalışan politikalar, başta eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerine erişim ve üreme hakları olmak üzere pek çok alanda kadınların toplumsal yaşama katılımını sınırlandırıcı olacağı ve kadınların insan haklarından eşit yararlanmalarını olumsuz etkileyeceğinden kaygı duyulmaktadır.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 2023 Nüfus Raporunda, birçok ülkede daha büyük aileleri teşvik etmek amacıyla kadınlara ve eşlerine mali teşvikler ve ödüller sunulduğunda bu ülkelerde doğurganlık oranlarının etkilenmediği, bu tür politikaların kadın haklarına zarar verdiğinin kanıtlandığı ifade edilmektedir. Nitekim, Türkiye’de de 2018
yılından beri özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarında her vatandaşın hakkı olan doğum kontrol yöntemlerine erişimde ciddi sıkıntılar, engeller yaşanmasına karşın doğurganlık hızları artmamaktadır.
Biz, aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri olarak, eşitlikçi ve adil bir nüfus politikasının benimsenmesi gerektiğini vurguluyoruz. Kadınların bedenleri, yaşamları ve gelecekleri üzerindeki kararların yalnızca kendilerine ait olduğunu ve devlet politikalarının, bireylerin bu haklarını koruyacak, gereksinimlerini karşılayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor ve aşağıdaki hususların ve önlemlerin uygulanması çağrısında bulunuyoruz:
Ülkemizin nüfusundaki değişimlerden endişe edilmesini gerektirecek bilimsel kanıtların olmadığını görüyor, nüfusu artırmak için değil, yaşlanan toplumun sorunlarına hazırlanmanın daha hakça ve akılcı olacağı inancıyla, aile planlamasını da kapsayan cinsel ve üreme sağlığı hizmetlerinin bir insan hakkı, kadın hakkı ve sağlık hakkı olduğunu, ülkemiz açısından asıl hedefin genç ve kalabalık değil nitelikli ve sağlıklı nüfus olması gerektiğini savunuyor ve bu görüşlerimizi yetkililere, politikacılara, akademik çevrelere, basın organlarına ve kamuya duyurmayı bir görev ve sorumluluk sayıyoruz.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER)
Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (SSYV)