Neden beyaz baston?
Beyaz Baston, 1921 yılında bir trafik kazası sonucu görme yetisini kaybetmiş olan
James Biggs adlı bir fotoğraf sanatçısının, motorlu taşıtlardan kendini korumak ve fark edilmesini sağlamak amacıyla bastonunu beyaza boyaması ile oluşmuştur. Şubat 1931’de Fransa’da görme engellilerin katıldığı ulusal beyaz baston hareketi olarak bir kampanyaya dönüşmüş ve görme engelliler için bir bağımsızlık sembolü halini almıştır. Her yıl ocak ayının
ikinci haftası dünyada “beyaz baston körler haftası” olarak kabul edilmektedir.
Görme yetisinde kayıp, doğuştan olabildiği gibi (annenin gebelik döneminde geçirdiği hastalıklar, kalıtsal etmenler, tümörler, doğum sırasında yaşanan sorunlar, erken doğum vb.), daha sonraki dönemlerde de (kazalar, tümörler, katarakt), göz tansiyonu, şeker hastalığı, inme gibi süreğen hastalıkların göz bulguları şeklinde vb) ortaya çıkabilir.
Görme kayıplarının yarısı önlenebilir.
Dünya Sağlık Örgütü, dünyada 2,2 milyar insanda görme bozukluğu veya görme
kaybı olduğunu ve en az 1 milyarının henüz önlenebilecek veya henüz ele alınmamış bir
görme bozukluğuna sahip olduğunu öngörmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014-2019 yıllarını içeren Göz Sağlığı Küresel Eylem Planı’nında “küresel bir halk sağlığı sorunu olarak görme bozukluğunu azaltmak; görme engelliler için rehabilitasyona güvenli erişim sağlamak” amaçlanmıştır. Vizyon 2020’de de, “2020 yılına kadar önlenebilir görme kaybını ortadan kaldırmak” hedef olarak belirlenmiştir.
Görme engellilerin % 86’sı işsiz.
Ülkemizdeki verilere bakıldığında; Türkiye Sosyal Sigortalar Kurumunun verilerine göre 220 milyon görme engelli birey mevcuttur. 2017 İŞKUR verilerine göre 11.700 görme engelli başvurusu içinde istihdam edilen 1578 kişidir.
Ülkemizde engelli istihdamında halen istenilen noktaya gelinememiştir. Engelli istihdamında izlenen zorunlu tutma ve cezalandırma politikası bugüne kadar engelli istihdamını arttırmayı başaramamıştır. Engellilerin istihdamını zorlaştıran en önemli sorunlardan biri olan ulaşım ve fiziki mekân sorunu, genel olarak engelli işgücünün, mesleki
eğitim yönünden yetersiz ve vasıfsız bir yapıya sahip olması ve mesleki eğitimlerin istihdam odaklı olmayışıdır.
Eğitim haklarına erişimde sıkıntı yaşıyorlar
Bilişim çağında olmamız görme engellilere çok fazla uygulama ve erişim imkanı sağlamakla birlikte eğitim eşitliğinde hala eksikliklerin olduğu özel eğitim ve kaynaştırma anlamında kişilerin engellilere yönelik uyumlaştırmalarda sıkıntılar olduğunu göstermektedir. İş yaşamında istihdam anlamında engelli birey çalıştırma konusunda da yapılanlar henüz istenileni karşılamamaktadır.
Sonuç olarak, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin “kimseyi geride bırakmamak” sözünün yerine getirilebilmesi için, tüm engelli bireyler gibi görme yetisinde kaybı olan kişilerin de eğitim, istihdam, sosyal haklardan eşit ve tam olarak yararlanmalarının sağlanması, çevresel ve sosyal engellerin kaldırılabilmesi için toplumsal farkındalığın
artırılması, yasal haklardan yararlanabilme hususunda mevcut düzenlemelerin iyileştirilmesi, önlenebilir yeti kayıpları ile mücadele ve göz sağlığını koruyabilmek için zamanında hekim kontrollerine başvurulması önemlidir.
Onlar sizi göremez, ama siz onları görebilirsiniz. Toplumdaki her bireyin temel hak ve özgürlüklere eşit olarak erişme hakkı olduğunu unutmayalım.
*HASUDER Engelli Çalışma Grubu tarafından hazırlanmıştır.