Avrupa Disleksi Birliği (EDA) tarafından 8 Ekim “Dünya Disleksi Günü” olarak belirlenmiştir. Ülkemizde de her yıl 5-11 Ekim “Disleksi Farkındalık Haftası” olarak kutlanmaktadır (1).
Disleksi, insanların belirli dil becerilerinde, özellikle okumada güçlük çekmesiyle sonuçlanan bir dizi bulguyu ifade eder. Kesin nedeni hala tam olarak bilinmemektedir. Disleksik bireylerde beynin gelişme ve işlev görme biçiminde farklılıklar gözlenmiştir. Disleksik bireylerin birçoğu kelimedeki ayrı konuşma seslerini tanımlamada ve/veya harflerin sesleri nasıl temsil ettiğini öğrenmede sorun yaşamaktadır. Bu sorun onların okuma güçlüğü çekmesinde önemli bir etkendir. Disleksi, zekâ eksikliğinden kaynaklanmaz. Uygun yöntemler ile bu bireyler başarılı bir şekilde öğrenebilirler.
Disleksinin etkisi her kişi için farklıdır. Bunda eğitim veya iyileştirmenin etkinliği önemlidir. Temel zorluk, kelime tanıma, akıcı okuma, heceleme ve yazma ile ilgilidir. Disleksikler kendilerini ifade etmekte veya başkalarının konuşmalarını anlamakta zorlanabilirler. Bu tür dil sorunları okulda, işyerinde ve diğer insanlarla ilişkilerde büyük sorunlara yol açabilir (2). Disleksiklerin çoğu; dilbilgisi, ders kitabı materyalini anlama ve kompozisyon yazma gibi daha karmaşık dil becerilerinde problemler yaşasa da, erken okuma ve heceleme görevlerini başarır.
Disleksi yaşam boyu süren bir durumdur. Uygun yardımla, birçok kişi iyi okuma ve yazmayı öğrenebilir. Bunun için özel eğitilmiş bir öğretmen veya terapistin yardımına ihtiyaç duyabilir. Çünkü aynı anda birkaç duyuyu (işitme, görme, dokunma) içeren sistematik ve açık bir yöntemle eğitim almaları önemlidir (3). Erken teşhis ve tedavi, okulda ve yaşamda başarılı olmalarının anahtarıdır.
Bu çocukların okulda yaşadıkları başarısızlık ve öğrenme sorunları konusunda aileler, dikkatli olmalıdır. Başarısızlığı tembelliğe ya da kapasite yetersizliğine bağlamadan önce gerekli değerlendirmeler bir uzman tarafından yapılmalıdır. Bu konudaki erken müdahale çocuğun başarısızlığını azaltarak, okulla ilişkisini olumlu yönde etkileyecektir. Öğrenme bozukluğunun nedeni ne olursa olsun, önemli olan ailelerin ve eğitimcilerin sorunun varlığını kabul etmesi çözüme yönelmesidir (4).
DİSLEKSİ BİR HASTALIK DEĞİLDİR. HER ÇOCUK ÖĞRENİR, BAZEN AYNI ANDA, BAZEN AYNI YOLLA, BAZEN FARKLI YOLLA … YETERKİ FARK EDEBİLELİM … (5) |
Kaynaklar:
HASUDER Engelsiz Toplum Çalışma Grubu Adına Dr. Öğr. Üyesi Aysun Aras tarafından hazırlanmıştır.