COVID-19 AŞILAMASI HAKKINDA BİLİMSEL OLMAYAN AÇIKLAMALARDAN KAÇINILMALIDIR!
HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) Bulaşıcı Hastalıklar Grubu (17.08.2021)
Sağlık Bakanlığı tarafından 16 Ağustos 2021 tarihinde, ilk iki doz aşısını inaktive aşı (CoronaVac / Sinovac) ve 3. doz aşısını mRNA aşısı (Comirnaty / Pfizer-BioNTech) olarak yaptıran sağlık çalışanları ve öncelikli gruplardaki vatandaşların, 4. doz mRNA aşısı da yaptırmaları için randevu alabilecekleri açıklanmış ve hemen ardından e-nabız ve MHRS sistemleri üzerinde 4. aşı randevusunun açılması büyük bir karmaşaya neden olmuştur. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı birkaç saat içerisinde bir karar değiştirerek bunun sistemdeki bir hatadan kaynaklandığını açıklamıştır. Böylesine önemli bir konuda, yapılan bu hata kabul edilebilir değildir ve ne yazık ki kötü bir yönetim örneği olmuştur. Bu tür bilimsel dayanaktan yoksun kararlar ve yanlış açıklamalar toplumda var olan aşı kararsızlığını ve kafa karışıklığını daha da artıracak, aşı karşıtlarının işine yarayacak, halkın ve bilim insanlarının Sağlık Bakanlığı’na olan güvenini sarsacaktır.
Halen tüm dünyada 4. doz aşı gerekliliğini gösteren herhangi bir bilimsel veri ve bu yönde bir uygulama bulunmamaktadır. Bu durum doğal olarak ilerleyen süreçte bilimsel çalışma sonuçlarına göre değişebilir. Sağlık Bakanlığı yurtdışına çıkışta sorun yaşamak istemeyen vatandaşlarımızın bazı ülkelerin seyahat için zorunlu tutması nedeniyle ikinci doz mRNA aşılarını (toplamda 4. doz) yaptırmalarına onay verdiğini açıklamıştır. Dolayısıyla Sinovac aşısı yaptıran ve yurtdışına çıkışta sorun yaşamak istemeyen kişilerin ikinci doz mRNA aşısı yaptırmaları, bağışıklama programı ile ilgisi olmayan bir uygulamadır. Bugün için COVID-19 hastalığından korunmada 4. doz aşı uygulaması bilimsel kanıtlara dayanmadığı gibi, etik açıdan da bir sorundur. HASUDER olarak görüşümüz toplamda 4. doz aşı önermek yerine eldeki aşıların, hiç aşı olmamış kişilerin hızla aşılanması için kullanılması ve toplumdaki en az iki doz aşılı kişi sayısının hızla artırılması yönündedir.
COVID-19 aşılama hızının düşük olduğu ülkelerde COVID-19’a bağlı ölüm hızının yüksek olduğu bir gerçektir. Ülkemizde henüz hiç aşı olmamış milyonlarca vatandaşımız bulunmaktadır. Bugün itibariyle ikinci doz aşı yaptıranların sayısı yaklaşık 44 milyon civarındadır. Okullarda gerekli fiziksel önlemler alınarak ve okul çağı aşılaması hızla tamamlanarak bir an önce yüz yüze eğitime geçilmelidir. Ancak okulların açılmasına bir aydan az bir zaman kaldığı halde okul çağı çocuklarımızın çoğunluğu henüz aşılanmamıştır. Öğretmenlerin ve okul çağı çocuğu olan anne-babaların da ne kadarının aşılandığı kamuoyunca bilinmemektedir.
Sağlık Bakanlığının en kısa sürede aşı durumuyla ilgili ayrıntılı olarak verileri açıklamasını talep etmekteyiz. Sağlık Bakanlığı COVID-19 ile ilgili verileri bilim insanlarının kullanımına açarak değerlendirilmesini, yorumlanmasını sağlamalı ve böylelikle karar verme süreçlerine dayanak oluşturacak kanıtların birlikte ortaya konulmasını sağlamalıdır.
Hastalıktan korunmak ve salgını kontrol altına almak için vaka ve olası vakaların erken tespiti, enfeksiyon bulaş riskinin yüksek olduğu yerlerde önlemlerin alınması (havalandırma, hijyen vb) ve bu alanlardan olabildiğince uzak durulması ile kişilerin maske, mesafe ve hijyenik davranışlara uyması temel sağlık hizmeti yaklaşımıdır ve pandemi kontrol altına alınıncaya kadar devam edilmelidir. Bununla beraber COVID-19 hastalığına karşı aşılanma en etkili ve güvenli korunma aracıdır. Bu nedenle COVID-19 aşıları hakkında bilimsel temelleri olmayan karar ve açıklamalardan özenle kaçınılmalıdır. HASUDER olarak halihazırda uygulamada olan COVID-19 aşılarının etkin ve güvenli olduğunu, hem kendimizi hem de toplumu korumak için aşılanmanın yaşamsal önemini kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Saygılarımızla.
HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği)