YENİ KISITLAMA SÜRECİNDE ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER!
29 Nisan saat 19:00 itibari ile daha uzun süreli ve daha geniş kapsamlı bir kısıtlama süreci başladı.
29 Nisan itibari ile toplam vaka sayısında dünyada 6., yeni vaka sayısında 4., günlük vaka hızında birinci sıradayız. Bununla birlikte milyon nüfusa yaptığımız test sıralamasında 68. sıradayız (1).
Bu nedenle vaka sayılarının yüksek/aşılanma oranlarının da henüz yetersiz olduğu bir ortamda, aşılanmış bireylerin ağır hastalığa yakalanma olasılığı olmasa da, semptomsuz ya da hafif hastalık geçirebileceği ve başkalarına da bulaştırıcı olabilecekleri göz önüne alınarak “2 doz aşılı olup 2 hafta geçti ise temaslı eklenmemesi stratejisi”ne son verilmelidir.
Bu süreçte günlük test sayısının artırılması büyük önem taşımaktadır. Özellikle hanede vaka olduğunda buradaki tüm temaslılardan semptom olup olmadığına bakılmaksızın test alınması ve buna devam edilmesi büyük önem taşımaktadır. İlçe Sağlık Müdürlükleri ve TSM’lerin HSYS’den veri çekme ve çıktı alabilmesine geri dönülmeli, bu kurumlarca listelerden mahalle/sokak dağılımları takip edilmeli ve gerekirse ilgili mahallede/sokakta test alım noktaları oluşturulmalıdır. Bu kapsamda HSYS’nin ilgili ilçe adresini mahalle/sokak bazlı ayrımla veri sunmasının geliştirilmesi yerinde olacaktır. Yığılım tespit edilememiş olsa da belirli noktalarda da test merkezleri oluşturulması hem erişimi kolaylaştıracaktır hem de hastanelerin yükünü azaltabilir.
29 Nisan’da geçilen süreçte çalışan kesimin büyük çoğunluğu muafiyet kapsamında işine devam etmektedir. Hem bu süreç hem de devamında toplu çalışmanın olduğu iş yerlerinde vaka çıkması durumunda, telefonla değil, bizzat iş yerlerine ziyaret düzenlenerek durum tespiti yapılmalıdır. Bulaş riski yüksek olduğu düşünülen tüm çalışanlara zorunlu PCR yapılması uygulamasına geçilmeli ve uygulamaya bu şekilde devam edilmelidir.
Pozitifliği belirlenen ya da olası vaka kapsamında filyasyon ekiplerince ilaç başlanan vakaların tedavisi ile ilgili rehber güncellenmelidir. Bu kapsamda başka hiçbir tetkik uygulanmaksızın ve birçok filyasyon ekibinde hekim dahi yokken hidroksiklorokin verilmesine/ kullanımına son verilmelidir. Pozitifliği evde testle belirlenmiş vakalara ekiplerin hangi koşullarda ilaç başlaması gerektiği ile ilgili rehber ayrıntılandırılmalıdır. Mevcut durumdaki tedavi rehberi, vakaların hastanede test verdiği ve gerekiyorsa ilacının hastane eczanesinden verileceği yönünde olmakla birlikte, saha koşullarında uygulama bu şekilde değildir.
Filyasyon ve telefonla vakalarla iletişim kuran ekiplere yeterli eğitim verilmeli ve ekiplere yeni katılanlar olduğunda ve uygulamaya dair değişiklik ve eklemeler olduğunda eğitimler yenilenmelidir. Vaka sayıları azaldığında filyasyon ekip sayıları azaltılmamalı, bu dönem hem filyasyon kalitesinin artırılması hem de ekiplerin dinlenme süresinin uzatılması için fırsat olarak görülmelidir. Vaka sayıları azaldıkça daha sıkı bir temaslı izlemi yapılarak vakaların sıfırlanması sağlanabilir. PCR pozitif saptananlar ev, işyeri, sosyal ve diğer ortam temaslılarını bildirme yönünde teşvik edilmeli, hiçbir temaslı atlanmamalıdır ki hastalık kontrol altına alınabilsin.
Konaklama tesislerinde maske/mesafe uyumunun konuklar tarafından çoğu yerde sağlanamadığı duyumlarını almaktayız. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı 8680 sayılı genelgesinde geçen “Misafirlere, resepsiyonda Koronavirüs (COVID-19) ile hijyen konusunda alınan önlemler ve uygulamalar ile misafirlerin uyacakları kurallar hakkında yazılı bilgilendirme yapılacaktır.“ ifadesi ile konukların kurallara riayetinin sağlanmasının otel sorumluluğunda da olduğu hatırlanarak filyasyon ekiplerinin tutanağı ile gerekli işlemler yapılmalı, salgın kontrolünü aksatacak davranışlara müsamaha gösterilmemelidir (2) .
Pandemide tam kontrol sağlanmadan yurtdışı kabulde negatif PCR şartı aranmaya devam edilmelidir.
Aşılama çalışmasının kapanma döneminde hızlanmasını sağlayacak her türlü adım atılmalıdır. 17 Mayısa kadar yapılacak her bir doz aşı, uzun bir yolumuzun olduğu normale dönüş umuduna atılan birer adım olacaktır.
Bir yılı aşkın süredir içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde çocuk ve gençlerin eğitim ve eğitim ortamı sosyal kazanımlarından yoksun kaldığı, muhtemel ev içi çatışmalara ve çevrimiçi ortamlara maruz kalımlarının arttığı söylenebilir. 29 Nisanda başlayan bu dönem, çocuklarımızı eğitim hayatına döndürebileceğimiz alt yapıyı hazırlamak için büyük önem taşımaktadır. Eğitim personelinin bu süreçte aşılarının tamamlanması önceliklerimizin arasında olmalıdır. Daha önce uyguladığımız hızlı açılma süreçleri sonrası kapanmalarda ilk gözden çıkarılan yüz yüze eğitimin kesilmesi olmuştur. Bu nedenle vaka sayılarının salgını sınırlayabilecek düzeye indiği ve tüm eğitim personelinin 2. dozunun üzerinden 14 gün geçmesi sonrası kademeli açılımın bu sefer eğitime öncelik verilerek değerlendirilmesi düşünülmelidir. Sonrasında epidemiyolojik veriler ışığında takipli/kademeli/dinamik bir süreçle açılmaya gidilmelidir.
Son olarak, uygulanmasına karar verilen mevcut haliyle girilen 29 Nisan-17 Mayıs genişletilmiş ve uzatılmış bu kısıtlama zamanını salgına sekte vuracak adımları güçlendirerek geçirmeliyiz. Hem de geçirdiğimiz yaklaşık 14 ayı ve uygulamaları kar/zarar anlamında masaya yatırarak alınması gereken dersleri çıkarmalıyız. Bunu bir yılı aşkın süredir canla başla çalışan sağlık çalışanlarına, okullarından uzak kalan çocuklarımıza, gençlerimize, işini kaybeden geliri azalan birçok vatandaşımıza borçluyuz.
Bu yazı HASUDER Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu tarafından hazırlanmıştır.
Kaynaklar
1. www.worldometers.info/coronavirus/ 2.http://www.mersin.gov.tr/kurumlar/mersin.gov.tr/Genelgeler%20Yonergeler/Koronavirus_Genelgeleri/web2020/13076_Konaklama_Tesislerinde_Uygulanacak_Standartlar_ve_Tedbirler.pdf