Hipokrat’ın ‘phytisis’ (erime/tükenme) olarak tanımladığı tüberküloz hastalığının nedeni 24 Mart 1882’de Robert Koch tarafından bulunmuş; 1996 yılından beri de 24 Mart tarihi ‘ Dünya Tüberküloz Günü’ ilan edilmiştir. Tüberküloz tüm dünyada ilk on ölüm sebebi arasında yer almaktadır ve küresel bir halk sağlığı sorunudur.
Dünyada tüberkülozun kontrolü için politikalar geliştirilmekte ve hedefler konulmaktadır:
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden olan 2030 yılına kadar tüberküloz epidemisini sona erdirmek kapsamında tüberkülozun önlenmesine yönelik olarak belirlenen hedeflere ulaşmak, faaliyetlere hız vermek, süreç içinde gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda yeni hedef ve stratejiler belirleyerek faaliyetlerin belirli bir çerçevede yürütülmesini sağlamak amacıyla Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı uygulanmaktadır.
Ülkemizde yürütülen Ulusal Tüberküloz Kontrol Programının bileşenleri:
• Politik kararlılık,
• Kalite kontrollü bakteriyolojik muayene ile vaka bulmak,
• Denetimli ve hasta merkezli Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulaması,
• Etkin ilaç temini ve yönetim sistemi,
• İzleme ve değerlendirme ile kayıt ve raporlama sistemi,
• Çok İlaca Dirençli Tüberküloz, TB/HIV birlikteliği ve diğer risk gruplarının sorunlarının öne çıkartılması,
• Sağlık hizmeti veren tarafların verem mücadelesine dahil edilmesi,
• Tüberküloz hastalarının ve toplumun verem mücadelesine katılımlarının artırılması,
• Tüberküloz ile ilgili bilimsel araştırmaların yapılmasının sağlanması ve desteklenmesidir.
2014/31 sayılı Tüberküloz Aktif Sürveyans Genelgesi ile de Ulusal Tüberküloz Kontrol Programının başarı ile yürütülmesi için tüberküloz hastalarının Verem Savaş Dispanserlerinde (VSD) kaydının eksiksiz olması gerektiği prensibi ile aktif sürveyans çalışmaları başlatılmıştır. Bu kapsamda görevli sağlık personelleri kurumlara giderek verileri taramakta ve bildirimi yapılmamış/kayda geçmemiş tüberküloz hastalarını tespit ederek takibe alınmasını sağlamaktadır.
12.12.2017 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan “Psikososyal ve Mali Kayıp Yaşayan Hastalara Yönelik Şartlı ve Düzenli Nakdi Sosyal Yardım Yapılması ve Sosyal Destek Hizmetleri Verilmesi” protokolü ile tüberküloz nedeniyle mali kayıp yaşayan hastalara düzenli nakdi yardım verilmesine başlanmıştır.
Ülkemizde 2010 yılında her ilde en az bir adet olmak üzere her 500.000 nüfusa bir dispanser olacak yapılandırma çalışması ile 2017 yılı sonu itibariyle 177 VSD bulunmaktadır.
2016 yılında toplam 12.417 tüberküloz hastası verem savaşı dispanserleri kayıtlarına girmiştir. Tablo 1’de yıllara göre tüberküloz insidansı verilmiş olup politik kararlılık ve sağlık personelinin özverili çalışmalarının başarısını göstermektedir. Bu nedenle VSD’de çalışmanın özendirilmesi ve tüberküloz kontrolünde Türkiye’ye övünülecek haklı bir başarı kazandıran VSD eğitimli sağlık personelinin devamlılığının sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Tablo 1. Yıllara Göre Tüberküloz İnsidansı (2005-2016)
Tüberküloz hastalığını kontrol etmek ve iyileştirmek için büyük adımlar atılmış olsa da, insanlar hala hastalanmakta ve bu hastalıktan ölmektedir. Bu hastalığı ortadan kaldırmak için daha yapılması gereken çok şey var. Başta Verem Savaş Dispanserlerinde çalışanlar olmak üzere tüberküloz kontrol çalışmalarına katkısı olan tüm sağlık personelinin emeğine saygı ile…
Bu yazı HASUDER/HASUDER Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu adına Uz.Dr. F. Yeşim KARAKOÇ tarafından hazırlanmıştır.
KAYNAKLAR